A SECRET WEAPON FOR SOHBET

A Secret Weapon For sohbet

A Secret Weapon For sohbet

Blog Article

Yukarıdaki fotoğrafta (thirty) daha önceki fotoğraflarda görmediğimiz yeni inşaa edilen yapılar var;

Yazının başındaki ilk üç fotoğrafta (one,2,three) olduğu gibi yukarıdaki fotoğrafta da dikkati çeken ve bundan sonraki tüm fotoğraflarda da onların ana teması olacak, diğer yapılardan çAlright farklı duran kırma çatılı, çatı arası ve bodrum katı ile birlikte dört katlı, gösterişli Konak ise, 19. yüzyılda Lübnan’daki Dürzi’ler ile yaşadıkları çatışmalardan sonra Beyrut’tan göç ederek forty-50 hane olarak Konya’ya yerleşen, Konyalıların “Araplar” ya da “Arapoğlu” olarak here adlandırdığı, Tapu Sicil kayıtlarında ise “Katolik Rum” olarak geçen Marunî Cemaati’nin önde gelen isimlerinden, buğday ticaretinden zenginleşen inşaatçı, otelci, dövizci, banker ve uluslararası ticaret yapabilme ruhsatı olan tüccar Yusuf Şar’ın 1900’lerin başlarında kendi mimari anlayışlarına uygun olarak inşaa ettirdiği Konağıdır.  

Kesme taş ile yığma yapı tekniğiyle yapılan E tipi planlı okul, bodrum kat üzerine iki katlı olarak inşaa edilmiştir.

1920’den sonra Konya Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanılan büyük Yusuf Şar Konağı, yine sözkonusu kayıtlardan edinilen bilgilere göre, Yusuf Şar’ın varisleri olan iki oğluna, Fuad ve Behçet Bey’lere geçmiş, Konya Belediyesi de kiracısı olduğu bu Konak karşılığında Behçet Şar’a aylık 917 lira kira bedeli ödemişti.

Yine bu fotoğrafta görülen demir bahçe parmaklıkları, 28 numaralı fotoğraftan sonra görülmemekte. 

Maarif Evlerinin köşesinde üzeri kurşun kaplı soğan kubbeli bir kulesi olan ve Maarif evlerinden ayrı gibi duran bölümü ise Muallimler Birliğidir. Konya Valisi Ahmet Muammer Bey’in 1916-eighteen yılları arasında ikinci kez valilik yaptığı düşünülecek olur ise, Nizamiye Medresesi’nin yıkılmasının ve Maarif Evleri ve Muallimler Birliği’nin bloğunun inşaasının 1916-18 yılları arasında olduğu söylenebilir.

Nizamiye Medresesini, bu medresede müderris olarak görev yapmış, ahiliğin kurucusu sayılan, 32 çeşit esnaf ve sanatkârın lideri, piri filozof Ahi Evran’ın debbağları’ndan (dericilerinden) biri olduğu için Ahizade advertını almış, Edirne ve İstanbul’da da çeşitli medreselerde müderrislik yapmış olan, Konyalı Ahizade Mehmet Efendi,

devamı olduğu ve solunda Rehber-i Hürriyet okulunun olduğu çOkay açık bir şekilde görülebilmektedir. Ayrıca bu fotoğrafta diğerlerinde olmayan önemli bir ayrıntı

Köşk, 1963 yılında Konya Valiliğinden Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne devredilmiş, bir yıl sonra da (Atatürk Evi ve Müzesi) adıyla ziyarete açılmıştı.

1890 yılında doğan Tevfik Ceylanî Birinci Dünya Savaşı yıllarında Konya’ya gelip yerleşmiş, bir süre sarraflık yapmış, ardından Kurtuluş Savaşı döneminde ve Cumhuriyetin ilânından sonra Konya’da 18 yıl rakı üretmiş, Cumhuriyet Konya’sının ilginç insanlarından birisiydi.

“Nizamiye Medresesi namıyla maruf iken harap olarak arsasından kısm-ı azamı eyd-i ahara (diğer ellere) geçmiş, yalnız Nalıncı namıyla mevcut bulunan türbe de hedm olunarak (yıkılarak) bir kısmı tarike kalb ve asarı ….” 

70’li yıllarda çekmiş olduğum bir fotoğrafta bir diğer Maruni Evi, yine Atatürk Caddesi üzerinde İkiz Evlerden birkaç advertım ötede tam Zafer Meydanına bakan bir konumdaydı. Sanırım günümüzde yerine yapılan bina Fatih Sürücü kursu veya onun bir öncesidir.

Çift katlı camekânlı bir bölmeden salona geçilir. Yapının ana giriş cephesinde merdivenle çıkılan ikinci bölüm tüm cephe boyunca çıkma yapmıştır. Bu çıkmaların üzerinde çatı katında iki adet bakır kaplı soğan kubbe yer alır.

.. İnkılâpçıların ölürken kalanlardan ve yeni yetişenlerden bir tek dileği vardır; Cansız bileklerinde sallanan vazife bayrağının kavranıp daha yüksekte dalgalandırılmasıdır...”     

Report this page